Kayıtlar

KARTALIN GÖLGESİNDE Güneş ovayı kavuruyor, zayıf esişiyle sararmış otları bile kıpırdatamayan samyeli, ihtiyarın terli vücuduna ılık ılık dokunuyordu.Kaşlarına inen teri mendiliyle sildikten sonra durdu. Kağnıya koşulu öküzlerin adım atacak dermanı kalmamıştı. -'' Şu ağacın altında biraz soluklanalım'' dedi yanında yürüyen delikanlıya. Delikanlı, ihtiyarın elleriyle işaret ettiği ağaca bakıp; -''Olur'' dedi ve paşi sıra çektiği atın yularını ağaca doğru sürdü. At hafifçe kişnedi. Yorgun adımlarla delikanlıyı izledi. Ağacın gölgesine vardıklarında kağnıda yatan yaşlı kadın uyandı. Sırtındaki bebeği çözmekte olan genç kadına; -''Susadım kızım'' diye seslendi iniltiyle karışık. -''Dur vereyim ana!'' diye cevap verdi genç kadın. Bebeği toprağın üzerine sırt üstü yatırdı. Kağnıdaki testiden bir kupaya su doldurup yaşlı kadına içirdi. Yedi sekiz yaşlarındaki oğlu bebeğin yanına oturmuş, elindek

DEMİRALAY (Öykü)

Resim
DEMİRALAY ''Cenab-ı Kadir mukaddes gayemizi bizi vasıl edinceye kadar silahlarımızı düşman sinesinden ayırmayacağımıza yemin ve alayın bayrağı altında ruhumuzu teslim etmeye imanımızla karar verdik'' Hafız İbrahim Demiralay     Fehmi, sımsıkı tuttuğu kuş kafesinin sağa sola hafifçe sallanışını engellemeye çalışarak, iki taraflı odaların merkeze doğru inen çatıları arasında uzanan dar bir koridordan oluşan bahçeyi geçip sokağa çıktı. Yavaş ve düşünceli adımlarla, sokak boyunca yokuş aşağı inmeye başladı. Karşılaştığı bir kaç insanla, yalnızca küçük bir baş hareketiyle selamlaştı. Sessizdi sokak. Ülkenin yarısını düşman, öbür yarısını sessizlik işgal etmişti. Kırılmış camları çuval bezleriyle yamanmış kahvehaneye vardığında vakit öğleyi bulmuştu. Girerken, yine aynı hafifçe eğdiği başıyla selamladı kahvehanedekileri. Kırk yaşlarında, tıknaz, göbekli ve saçının üst kısmı yarı yarıya dökülmüş adam güçlü bir esnemeden sonra; -''Al

GAZİ(Öykü)

Resim
GAZİ Vatan size minnettardır!   Rasim yeşil çuha masa örtüsüne dökmemeye çalışarak çayını hafifçe karıştırdı.Sigarasından bir nefes çekti.Masa örtüsünün her yanı düşen sigara közlerinden yanmış, delik deşikti.Bir üveyik kahvehanenin bahçe duvarından havalandı.Yaz gelmek üzereydi.        Yan masalardan birinde okey oynanıyor, dört oyuncuyla birlikte iki de yancı toplam altı kişi durmadan bağırışıyordu.Öbüründe üç kişi muhtemelen at yarışı bültenine gömülmüş hararetle tartışıyorlar, sigaralarını durmaksızın, ardı ardına yakıyor,yakıyor,yakıyorlardı.İki boş masanın ardında iki ihtiyarın oturduğu bir masa daha vardı ki orada sessizlik hakimdi. Tavana demir profillerle sabitlenmiş televizyonda reklam arası verilmişti.Cebini karıştırdı Rasim; parası yerinde duruyordu.Bundan önce bir çay ve bir şişe su içmişti ve bu ikinci çayla birlikte...Evet bu çayı içip kalkmalıydı.Bakkaldan bir sigara ve bir ekmek alsa...Maaş gününe beş gün kalmıştı ama cebindeki para da bu b

Pozantı (Şiir)

POZANTI Sert yamaçların ötesinde Akan bir çaya çocuklar Ayaklarıyla hem de çıplak Giriyorlar Ve yollar Benim özlemim kadar geniş Ve özlemek ne kadar acı Evet kırmızı bir sonbahar Gözlerine bir sis gibi iner Pozantı Belki buradan çıkmıştır Belki sana küsmüştür Elleri ne kadar uzak, yabancı Belki ondadır bu akşam Belki gülmüştür Yüreğine bir çığ gibi düşer Pozantı Savaş Şengül Aralık 2002

Oradan Geçse (Şiir)

ORADAN GEÇSE Oradan geçse hep biriyle-hep aynı adam- Bir kafeye çökmüşüm çay üstüne çay Ne derslere takmışım ne de oltayı Sallıyorum sahildeki değirmenlere Oradan geçse hep biriyle-hep aynı adam- Niğde'den bir toz kalkar;güzel kokar bir yandan Savaş Şengül Temmuz 2002

Bir el (Şiir)

BİR EL Sonra bir el, iki güzel göz ucu Bir bebek yansıması oymalı pencerelerden Bir araba, bir egzoz, bir teker gıcırtısı Ve boğulan bir çocuğu buldular en durgun yerinden O çağıl çağıl akan, o durulmayan nehrin Sonra bir el, iki güzel göz ucu Yok etti tılsımını o güçlü ezgilerin. Savaş Şengül Temmuz 2002

Bakış (Şiir)

BAKIŞ Sokaktaki çocuklar Badem dallarını kırarken Sobaya bir odun daha attım Mektubumu aldın mı bilemiyorum Bahçedeki serçeler Yağmurda titriyorken Karanlık bulutlara baktım Yanında biri mi var göremiyorum Savaş Şengül Kasım 2002